
GİRİŞ
Günümüzde yerel yönetimler, sundukları hizmetlerin çeşitliliği ve niteliğini artırmak amacıyla belediye şirketleri aracılığıyla birçok faaliyeti yürütmektedir. Ulaşım, temizlik, sosyal hizmetler, kültürel etkinlikler gibi alanlarda faaliyet gösteren bu şirketlerde istihdam edilen personelin hukuki statüsü ise çoğu zaman kamuoyunda yanlış anlaşılmakta veya belirsizlik yaratmaktadır. Bu yazımızda, belediye şirket personelinin hukuki konumunu ve hangi mevzuata tabi olduğunu açıklığa kavuşturuyoruz.
Belediye Şirketi Nedir?
Belediyeler, doğrudan kamu tüzel kişiliği aracılığıyla yürütemedikleri bazı ekonomik faaliyetleri, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurdukları şirketler üzerinden gerçekleştirmektedir. Bu şirketler genellikle anonim ya da limited şirket statüsünde olup, sermayesinin tamamı ya da büyük kısmı ilgili belediyeye aittir.
Belediye Şirket Personeli Kimdir?
Belediye şirketleri bünyesinde çalışan personel, doğrudan belediye memuru veya kadrolu kamu işçisi değildir. Bu kişiler belediyeye ait şirketlerde, özel hukuk hükümleri çerçevesinde çalışmakta olan işçilerdir. Dolayısıyla, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında memur statüsünde bulunmadıkları gibi, kamu işçisi olarak da değerlendirilemezler.

Uygulanan Mevzuat: İş Kanunu ve Borçlar Hukuku
Belediye şirketlerinde çalışan personel:
- 4857 sayılı İş Kanunu’na tabidir.
- Sosyal güvenlik bakımından 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında 4/a (SSK’lı) statüsündedir.
- Çalışma koşulları, özlük hakları, işten çıkarma süreçleri ve diğer iş ilişkileri, özel hukuk hükümlerine göre düzenlenir.
- İşe alım ve iş akdinin sona ermesi gibi durumlarda İş Mahkemeleri yetkilidir; idari yargı yolu kapalıdır.
Kamu Personeli Statüsü Taşımamaktadırlar
Belediye şirket personelinin en temel özelliği, kamu personeli statüsü taşımamalarıdır. Bu nedenle:
- İdari güvencelere sahip değillerdir.
- Disiplin ve görevden alma işlemleri, idari işlem değil, işveren-işçi ilişkisi çerçevesinde değerlendirilir.
- İstihdam süreçleri kamuya özgü sınav, kura veya ilan usullerine tabi değildir.
696 Sayılı KHK ile Getirilen Düzenleme
2018 yılında yürürlüğe giren 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile daha önce taşeron firmalarda çalışan birçok kişi, belediyelerin iktisadi teşekküllerine aktarılmış ve bu şekilde “şirket işçisi” haline getirilmiştir. Ancak bu düzenleme, kişilere memuriyet ya da kamu işçiliği gibi bir statü kazandırmamıştır.
Sonuç: Belediyeye Ait Şirkette Çalışmak, Kamu Çalışanı Olmak Anlamına Gelmez
Belediye şirketlerinde çalışanlar, kamu hizmeti sunan bir yapının parçası gibi görünseler de, hukuken özel sektör işçisidir. Bu statünün, çalışma güvencesi, atama usulleri, disiplin süreçleri ve yargı yolu açısından önemli farklar doğurduğu unutulmamalıdır.
Belediye Şirket Personeli Hangi Mahkemede Dava Açmalı?
Belediyelere bağlı şirketlerde çalışan birçok kişi, kıdem tazminatı, fazla mesai, yıllık izin gibi işçilik alacakları konusunda hukuki süreç başlatmak istediğinde hangi mahkemeye başvurması gerektiğini merak etmektedir. Bu yazımızda belediye şirket personelinin dava süreciyle ilgili en sık sorulan soruya yanıt veriyoruz.

Belediye Şirket Çalışanları Kamu Personeli Değildir
Belediye şirketlerinde çalışan personel, doğrudan belediye çalışanı ya da kamu personeli değildir. Bu kişiler, İş Kanunu’na tabi özel hukuk işçileridir. Dolayısıyla işverenleri kamu kurumu değil, belediyeye ait özel bir şirket (örneğin A.Ş. veya Ltd. Şti.) konumundadır.
Yetkili Mahkeme: İş Mahkemesi
Belediye şirket çalışanları, işçilik alacaklarına ilişkin davalarını İş Mahkemesi’nde açmalıdır.
Eğer bulunduğunuz yerde iş mahkemesi yoksa, Asliye Hukuk Mahkemesi, iş mahkemesi sıfatıyla davaya bakacaktır.
Zorunlu Arabuluculuk Süreci
2018 yılında yapılan yasal düzenlemeyle birlikte, işçilik alacakları için önce arabuluculuğa başvurmak zorunludur.
Bu süreçte anlaşma sağlanamazsa, arabuluculuk son tutanağı ile birlikte dava açılabilir.
Dava Konuları Nelerdir?
Belediye şirket işçileri aşağıdaki alacaklar için dava açabilir:
- Kıdem tazminatı
- İhbar tazminatı
- Fazla mesai ücreti
- Ulusal bayram ve genel tatil alacakları
- Kullanılmayan yıllık izin ücreti
- Eksik ödenen maaş, yol veya yemek ücretleri
- İşe iade davası (şartları varsa)
Sonuç Olarak
Belediye şirketinde çalışan işçiler, kamu çalışanı statüsünde olmadıkları için açacakları alacak davalarında idare mahkemesi değil, iş mahkemesi görevlidir. Dava süreci başlamadan önce mutlaka zorunlu arabuluculuk aşamasının tamamlanması gerekir.