Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 02.09.2021 tarihinde yayımladığı genelge ile çalışanlardan aşı olup olmadığına dair bilgi istenmesini, aşı olmayanların belirli periyotlarla PCR testi yapılması hususunda uygulama yapılmasını düzenlemiştir. Buna göre çalışanların öncelikli olarak aşı konusunda bilgilendirilmesi ve aşı olmayanların ise PCR testi yaptırarak işverene bilgi vermesi beklenmektedir.
Uygulamanın bir ilk olarak hayata geçtiği düşünülecek olursa, pratikte birçok ihtilafı da beraberinde getireceği düşünülmektedir. Çalışana öncelikle aşı olmasını, olmaması halinde PCR testi yaptırmasını onu da kabul etmemesi halinde zorunlu yıllık izin ya da ücretsiz izne çıkarma gibi uygulamaların yapılması söz konusu.
İŞVEREN ÇALIŞANIN SÖZLEŞMESİNİ TAZMİNATSIZ FESHEDEBİLİR Mİ?
Çalışan, işverenin aşı ve PCR testi talebini yerine getirmeyip, işveren tarafından yıllık izin ya da ücretsiz izne ayrılması halinde iş akdini tazminata hak kazanacak şekilde feshedebilecek midir? Bu konuda tartışmalar iki noktada toplanmaktadır. Bir kısım hukukçulara göre işveren, diğer işçilerin de sağlık tedbirlerini almakla mükellef olduğundan, işyerinde sağlıklı bir ortam yaratmak için tüm tedbirleri almalıdır. Buradan hareketle herkesin aşı olmasını sağlamaya çalışmak iş sağlığı ve güvenliği anlamında işverenin yükümlülüğüdür. Dolayısıyla işveren herkesin aşı olmasını talep ederek işyerinde bulaş riskini en aza indirmelidir. Örneğin, kendisi aşı olduğu halde işyerinden arkadaşı olan ve aşı olmamış bir çalışandan virüs kaparak yaşamını yitiren bir çalışanın ailesi işverene iş sağlığı güvenliği tedbirlerine uyulmadığı gerekçesiyle dava yöneltebilecektir. İş yerinde kalp krizi geçirip vefat etmenin dahi iş kazası sayıldığı hukuk sistemimizde çalışma arkadaşlarından covid-19 virüsü kapıp yaşamını yitirenlerin de iş kazası kapsamında değerlendirilmesi gerektiği görüşü savunulmaktadır.
Karşıt görüşe göre, işveren hastalıkla ilgili tüm bilgilendirme ve hijyen tedbirlerini aldıktan sonra çalışana zorla aşı olması yönünde yaptırımda bulunamaz. Örneğin zorla yıllık izne çıkaramaz, zorla ücretsiz izne çıkaramaz. İnsan vücudunun dokunulmazlığının kaynağı Anayasa’da yer aldığından, kişiyi bazı yaptırımlar tehdidi ile aşıya zorlamak anayasaya aykırı olacağından bu şekilde iş akdinin feshedilmesi de hukuka aykırı olacaktır.
Bizim de katıldığımız görüş (aşının sağlıklı ya da sağlıksız olduğundan bağımsız olarak) Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlığının yayınladığı genelgeye uyulmasının hukuka uygun olacağı yönündedir. İşveren işyerinin genel sağlık ve hijyen koşullarını herkese göre ayarlamak zorundadır. Bu nedenle KVKK ‘ya uygun olarak alınacak açık rıza metinleri ile çalışanların sağlık verilerini takip etmeli, aşı ya da PCR testi uygulamasını hayata geçirmelidir. Bu şekilde tüm çalışanlar kendilerini huzur ve güven içerisinde hissederek çalışacak ve bulaş riskinin az olduğu bilinciyle çalışmalarını sürdürecektir. Aksi halde çalışma arkadaşının özensizliği sebebiyle belki de vefat ile sonuçlanacak bir hastalık süreciyle karşı karşıya kalınacaktır.
Tüm bu açıklamalardan sonra çalışanın iş akdinin salt aşı olmaması ya da pcr testi yapmaması sebebiyle feshedilmesi gerektiği görüşüne katılmıyoruz. İşveren feshin son çare olması ilkesine uygun olarak işçinin öncelikle yıllık izin, daha sonra ücretsiz izne ayırarak çalışma ortamından uzaklaşmasını sağlamalıdır. Risk durumunun minimize olması durumunda çalışana gerekli bildirim yapılarak tekraren işe başlaması yönünde bilgilendirme yapılabilir.
ÇALIŞAN İŞ AKDİNİ AŞI VE PCR TESTİNİ GEREKÇE GÖSTEREREK FESHEDEBİLİR Mİ?
İşçi, işverenin kendisini aşı yapılması ya da PCR testi yaptırılmamasından kaynaklı izin uygulamalarını gerekçe göstererek iş akdini haklı nedenle feshedebilir mi? İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı 4857 sayılı İş Kanunu m.24 1/a ‘da düzenlenmiştir. Buna göre; a) İş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa. b) İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa iş akdini derhal feshedebilir. Görüldüğü üzere işverenin çalışanı aşıya teşvik etmesi ya da PCR testi istemesi sebebiyle çalışan iş akdini haklı nedenle feshedememektedir.